top of page
tetradecor

Avrupa'da 18.yy Turquerie akımı


14. yüzyılda Balkanlar’a giren, 15. yüzyılda Konstantinopolis’i fetheden, 16. yüzyılda Viyana kapılarına dayanan Osmanlı İmparatorluğu, uzun süre Avrupa’nın korkulu rüyası olmuştur. Ancak 17. yüzyıl sonlarına gelindiğinde imparatorluğun genişlemesi durmuştu. O zamanki adıyla Türkengefahr’ın (Türk tehdidi) zayıflaması ve yeni doğmakta olan Avrupa imparatorluklarının kolaylaştırdığı ticaretin güçlenmesiyle Osmanlıların Avrupa görsel ve edebi kültüründeki temsili önemli ölçüde değişti. Batı dünyası giderek Osmanlı İmparatorluğu’nu bir tehlike olarak algılayacağı yerde gezilip tozulan, egzotik malları satın alınıp hatıra niyetine eve götürülen, mimarisi ,desenleri örnek alınan ilginç bir coğrafya haline geldi. 18. yüzyılda artık Doğu’ya yolculuk üst sınıf Avrupalılar için bir öğrenim ve kültürlenme vesilesi, yaşamlarında bir olgunlaşma aşaması, Doğu’dan getirilen mallar ise prestij nesneleri ve makbul tüketim malzemesiydi. “Turquerie” (Türk şeyleri), işte bu şartlarda ortaya çıkmış ve serpilmiş bir kültür ve sanat akımıdır.

(kaynak : Pera Müzesi)


Avrupalı en bilinen tasarımcılar halen desenlerinde Türk motiflerini sıkça kullanmaktadır.

Bununla beraber 18. yüzyıldan itibaren gerek nitelik, gerekse nicelik açılarından bazı farklılıklar söz konusudur. Gerçekten de Turquerie bu devirde art arda ortaya çıkmış olan ve birbiriyle akraba birkaç akımdan sadece biridir. Onun yanı sıra Oryantalizm (Şarkiyat), Egzotizm, Chinoiserie (“Çin şeyleri”), Afrikacılık, Primitivizm (İlkelcilik) gibi akımlar yahut tarzlar, sömürgecilik çağında Avrupalı sanatçıların kendi kültürleri dışında ilham arayışlarının çeşitli örneklerindendir.


On sekizinci yüzyılda Mozart’ın (ö. 1791) Türk müziğinden, 19. yüzyılda Degas (ö. 1917) ile van Gogh’un (ö. 1890) Japon resminden ve Gauguin’nin (ö. 1903) Polinezya yontularından, 20. yüzyılda ise Picasso’nun (ö. 1973) Afrika heykellerinden, Pound’un (ö. 1972) Çin ve Japon şiirinden, Stravinsky’nin (ö. 1971) Rus pagan müziğinden esinlendiği bilinmektedir. Üstelik bu akımlar “büyük” sanatçılarla sınırlı kalmamış, mobilyadan duvar kâğıdına, züccaciyeden elbiseye, mimariden tiyatroya kadar Avrupa bu dönemde dünyayı siyasî ve iktisadî açıdan olduğu kadar kültür açısından da “tüket”miştir. Turquerie akımını daha iyi anlamak için bu tarihsel bağlamı akılda tutmak lâzımdır.

237 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page